{ "title": "Karaciğer Vücudun Neresinde", "image": "https://www.vucut.gen.tr/images/karaciger-vucudun-neresinde.jpg", "date": "21.01.2024 06:49:57", "author": "engin aktu", "article": [ { "article": "Karaciğer Vücudun Neresinde, Karaciğer, diyaframın hemen altında olup, sağ tarafta, hemem hemen 2 kg ağırlığında, koyu kırmızı veya bordomsu renkte olan yumuşak bir organdır. Hayatı devam ettirmek için gerek duyulan birçok kimyasal olay, karaciğerde meydana gelir. Vücudumuzda bulnan en büyük organdır.

Bu organ, besinlerin sindirilmesine ve kanın zararlı maddelerden arınmasına yardımcı olan, son derece önemli ve çok büyük bir organdır. Yetişkin bir insanda uzunluğu 30 cm yi, ağırlığı ise yaklaşık 3 kg mı bulur. Göğüs ve karın boşluklarını ayrıştıran diyaframın altında sağdan sola doğru uzanmış durumdadır ve midenin hemen altındaki onikiparmak bağırsağına doğru açılır. Kahverengiye yakın olan koyu kırmızı renkte olup, pürüzsüz ve kaygan yüzeyli kütle şeklinde olan karaciğer, binlerce adacık oluşturabilecek şekilde bir araya toplanmış, hücre kümelerinden oluşmaktadır. Etrafını saran kılcal damarlar ara­cılığıyla, bolca kanla beslenen bu hücreler safra veya öd denien sarı renkli, acımtrak bir sıvı salgılar.

Her hücre kümesinin orta kısmında, bu salgının aktığı bir kanal bulunur. Tüm kümeler­den gelmekte olan safra kanalları, birleşip karaci­ğer kanalları denen daha kalın iki kanal daha oluşturur. Daha sonra bu iki kanal da birleşerek, safra salgısının sonradan kullanılmak için depolandığı safra kesesine ulaşır. Bu küçük safra kesesi karaciğerin alt yüzünde, iki karaciğer lobunun arasında bulunan çukur kısma yerleşmiştir. Safra ­kesesi, içerisinde birikmiş olan safrayı her öğünden sonra, ana safrakanalı aracılığıyla onikiparmak bağırsağına aktarır. Burada, mi­deden incebağırsağa giden yiyeceklerle karı­şmakta olan safra, özellikle yağların sindirilmesine yardımcı olur.

Safra yapımından başka karaciğerin diğer çok önemli bir görevi de şekerin vücuttaki kullanıl­masını kontrol etmektir. Gerçekten de yiyecekler­le birlikte alınan şeker ve nişastalar glikoza dönüş­türülerek, gerektiği zaman kullanılmak üzere ka­raciğerde toplanır. Ayrıca, kesilen bir da­mardan akan kanın pıhtılaşmasını sağlayan fibrinojen denen maddede yine karaciğerde yapı­lır. Bunlardan başka karaciğer, kandaki ya­rarlı ve zararlı olan maddelerin değerlendirilmek veya vücuttan dışarı atılmak üzere silerek ayrıldı­ğı önemli bir organdır. Mide ve bağırsaklardaki ürünleri toplayan kan, kapı toplarda­marı yardımıyla doğrudan karaciğere gelir. Bir yandan kandaki alkol ya da zehirli maddeler, işe yaramayacak atıklar ayrıştırılarak vücuda za­rarsız hale getirilirken, bir taraftandan besin maddeleri seçilerek alınır ve başka maddelere dönüştürülerek ya depolanır ya da kullanılmak için yeniden kan dolaşımına aktarılır. Örneğin, vitaminler veya demir gibi mineral tuzları çoğunlukla karaciğerde depolanır. Bunun dışında, yaşlanmış alyuvarları parçala­ra ayırmakta karaciğerin görevidir. Görüldüğü üzere, karaciğer vücudun en çok çalışan organların­dan en başıdır.

Karaciğere kan taşıyan iki farklı atardamar vardır. Vücuttaki kanın bir bölümü daha önce de belirtildiği gibi, kapı toplarda­marı kanalı aracılığıyla, mide ve bağırsaklardan gelir. Geri kalan kısım ise oksijen yüklü olan temiz kandır ve karaciğer atardamarıyla doğrudan, kalpten bu organa aktarılır. Karaciğer olmadan insanın yaşaması imkânsızdır ama, bu organın büyük bir bölümü­nün görev yapamayacak bir halde olması mutlaka hayatı tehlikeye atmaz. Aslında böylesine büyük ve önemli bir organ olmasına rağmen, karaciğeri çalışamayacak kadar etki­leyen sadece birkaç hastalık vardır.
" } ] }